Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği |
Hangi virüsler yüksek derecede patojenik hastalığına sebebiyet vermektedir ? A tipi grip virüslerinin1 16 H alt tipi ve 9 N alt tipi2 bulunmaktadır.Sadece H5 ve H7 alt tiplerinin, hastalığının yüksek derecede patojenik formuna sebebiyet verdikleri bilinmektedir.Yine de, H5 ve H7 alt tiplerinin tümü yüksek derecede patejonik olmayıp, bu alt tiplerinin tümü kümes hayvanlarında şiddetli hastalığa sebebiyet vermeyecektir. Mevcut anlayışta, H5 ve H7 virüsleri, kümes hayvanlarına kendi düşük patojenik formlarında girmektedir.Bu virüsler, kümes hayvanı topluluklarında dolaşımlarına imkan sağlandığında, genellikle birkaç ay içerisinde mutasyona uğrayarak yüksek patejonik formlarına dönüşürler. Enfeksiyonun ilk belirtilerinin orta derecede olmasına karşın, kümes hayvanlarında H5 veya H7 virüsü varlığının daima endişe konusu olmasının sebebi budur. Göçmen kuşlar, yüksek patejonik kuş gribi virüslerini yayarlar mı ? Göçmen kuşların, yüksek patejonik kuş gribinin yayılımındaki rolü tam olarak anlaşılmamaktadır.Yabani su kuşları, A tipi grip virüslerinin doğal kaynağı sayılmaktadırlar. Bu kuşlar yüzyıllardır, muhtemelen, gözle görünür hiçbir zarar olmaksızın grip virüsleri taşımışlardır. Bu kuşların, genellikle düşük patejonik formda olmak üzere H5 ve H7 virüslerinin alt tiplerini taşıdıkları bilinmektedir. Durumla ilgili çok sayıda bulgu, göçmen kuşların, kümes hayvanı sürülerine sonradan yüksek patejonik formuna dönüşebilen düşük patejonik H5 ve H7 virüslerini sokabildiği fikrini vermektedir. Yüksek patejonik virüsler, geçmişte, hastalığın kümes hayvanlarında baş gösterdiği alanlarda yer alan uçuş menzilinde genellikle ölü bulunan birkaç kuş örneğiyle göçmen kuşlardan pek nadiren uzaklaşmışlardır.Bu bulgu, uzun zamandır, yabani su kuşlarının bu virüsleri ilerleterek geçirmedikleri fikrini vermektedir. Son günlerdeki bulgular, göçmen kuşların günümüzde, yüksek patejonik formdaki H5N1 virüsünü doğrudan yaydıklarını göstermektedir.Yayılımın, yeni bölgelere ilerlemesi beklenmektedir. Günümüzde kümes hayvanlarındaki baş göstermelerin özelliği nedir ? 2003 yılı ortalarında Güneydoğu Asya'da başlayan günümüzdeki baş göstermeler, şu ana kadar kaydedilmiş olanlar arasındaki en büyük ve en ciddi olanlardır. Hastalık, bugüne kadarki geçmişinde hiçbir zaman bu kadar çok sayıda ülkeyi etkisi altına almamış olup, bu kadar çok kuşun ölümü ile de sonuçlanmamıştır. Tüm bunlara sebep olan H5N1 virüsünün bilhassa inatçı ve dirençli olduğu kanıtlanmıştır. Virüsün, tahmini 150 milyon kuşun ölüm ve itlafına rağmen, şimdilerde Endonezya ve Vietnam'ın pek çok bölgesi ile Kamboçya, Çin ve Tayland'ın bazı bölgelerinde ve muhtemelen de Lao Halk Cumhuriyeti'nde endemik olduğu düşünülmektedir. Virüsün, kümes hayvanlarında kontrolünün birkaç yıl alması beklenmektedir. H5N1 virüsü, ayrıca, aşağıda açıklandığı üzere insan sağlığı için muayyen endişe uyandırmaktadır. Kümes hayvanlarında baş gösteren hastalıktan hangi ülkeler etkilenmiştir? H5N1 virüsünün sebep olduğu baş göstermeler, 2003 yılı Aralık ayı ortalarından, 2004 yılı Şubat başlarına kadar sekiz Asya ülkesinde rapor edilmiştir. Bu ülkeler (raporlama sırası ile) şunlardır: Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), Vietnam, Japonya, Tayland, Kamboçya, Lao Halk Cumhuriyeti, Endonezya ve Çin. Bu ülkelerin büyük çoğunluğu, tarihlerinde hiçbir zaman yüksek patejonik kuş gribi baş göstermeleri yaşamamışlardır. Malezya, 2004 yılı Ağustos ayları başlarında, virüsten etkilenen dokuzuncu Asya ülkesi olarak sınırları dahilindeki kümes hayvanlarına ilişkin ilk H5N1 baş göstermesini rapor etmiştir.Rusya, ülkesinde bulunan kümes hayvanlarındaki ilk H5N1 baş göstermesini 2005 Temmuz sonlarında rapor etmiş olup, bunu Ağustos ayı başında Kazakistan'ın komşu bölgelerindeki hastalık raporları takip etmiştir. Her iki ülkede de yüksek patejonik H5N1 virüsüne bağlı yabani kuş ölümleri rapor edilmiştir. Bununla neredeyse aynı zamanda, Moğolistan'daki ölü göçmen kuşlarda H5N1 virüsünün tespit edildiği rapor edilmiştir. 2005 Ekim ayında, Türkiye ve Romanya'daki kümes hayvanlarında H5N1 görüldüğü teyit edilmiştir. Bu yerlerin dışında kalan tüm bölgelerde de yabani ve evcil kuşlardaki baş göstermeler araştırılmaktadır. Japonya, Kore Cumhuriyeti (Güney Kore) ve Malezya, ülkelerindeki kümes hayvanlarında yaşanan baş göstermelerin kontrol altına alındığını ilan etmiş olup, bu ülkelerin hali hazırda hastalıktan arındırılmış oldukları düşünülmektedir.Hastalığın etkisi altına aldığı diğer bölgelerde, değişken şiddetlilik oranlarına sahip baş göstermeler yaşanmaya devam etmektedir. İnsan sağlığına yönelik etkiler nelerdir ? H5N1'in kümes hayvanlarındaki yaygın direnişi insan sağlığı için iki ana riski oluşturmaktadır. Birinci risk, virüsün, oldukça şiddetli hastalıklarla sonuçlanarak kümes hayvanlarından insanlara geçmesiyle oluşan doğrudan enfeksiyon riskidir. İnsanlara bulaşmak için tür engelini aşmış olan bazı kuş gribi virüsleri, insanlardaki şiddetli hastalık ve ölüm vakalarının büyük bir miktarına sebebiyet vermişlerdir. H5N1'in sebep olduğu bu hastalık, enfeksiyonun çoğu insanda sadece hafif dereceli solunum yolları semptomlarına sebebiyet verdiği normal sezonluk gribin aksine, hızlı fenalaşma ve yüksek öldürücülük ile alışılmadık derecede sert bir klinik seyri takip etmektedir. Birincil virüssel zatürree ve çok sayıda organ bozukluğu yaygın şekilde görülmektedir. Günümüzdeki baş göstermede, virüsün bulaştığı insanların yarısından fazlası ölmüştür. Vakaların pek çoğu, daha önceden sağlıklı olan çocuklarda ve genç yetişkinlerde ortaya çıkmıştır. Daha ciddi bir endişe konusu olan ikinci risk ise, virüsün yeterli fırsatların verilmesi halinde, insanlar için yüksek derecede bulaşıcı bir forma dönüşmesi ve insandan insana kolaylıkla yayılmasıdır. Böyle bir değişim, global bir baş göstermenin (pandemi/salgın) başlangıcı olabilecektir. İnsan vakaları nerelerde ortaya çıkmıştır ? Günümüzdeki baş göstermelerde, laboratuarca teyit edilmiş insan vakaları şu dört ülkede rapor edilmiştir: Kamboçya, Endonezya, Tayland ve Vietnam. Hong Kong, geçmişte iki baş gösterme yaşamıştır. 1997 yılında, ilk kez kaydedilen insana geçmiş H5N1 virüsü 18 insana bulaşmış olup, bunların 6'sının ölümüne sebebiyet vermiştir. Virüs, 2003 yılı başlarında, yakın zaman içerisinde güneydoğu Çin'e ziyarette bulunmuş Hong Konglu bir ailenin iki ferdine bulaşmış ve bunların birinin ölümüne sebebiyet vermiştir. Virüs, insanlara nasıl bulaşır ? Günümüzde virüsünün insana bulaşmasındaki ana yolun, virüsün bulaşmış olduğu kümes hayvanları veya bu hayvanların dışkıları ile kontamine olmuş (kirlenmiş) yüzey veya nesnelerle doğrudan temas halinde olmak olduğu varsayılmaktadır. Bugüne kadar, insanlarda görülen çoğu kuş gribi vakası, hane halkının, genellikle bazen evlere girerek veya çocukların oyun oynadıkları açık alanları onlarla paylaşarak ortalıkta serbest şekilde dolaşan küçük kümes hayvanı sürülerine sahip olduğu, kırsal alanlarda veya periferik şehir bölgelerinde ortaya çıkmıştır. Virüsün bulaştığı kuşların, dışkılarında yüksek miktarlarda virüs çıkartmalarından ötürü, söz konusu koşullar, virüse sahip atıklara veya virüsle kontamine olmuş (kirlenmiş) ortamlara maruz kalma olasılığını oldukça yükseltmektedir.Ayrıca, Asya'daki pek çok hane halkının gelir ve yiyecek konusunda kümes hayvanlarına bağlı olmasından ötürü çoğu aile, bir sürüde herhangi bir hastalık belirtisi çıktığında bu hayvanları satmakta veya keserek tüketmekte olup, bu uygulamanın değişmesinin zor olduğu kanıtlanmıştır. Virüse maruz kalma durumunun ekseriyetle, kümes hayvanlarının kesilmesi, tüylerinin yolunması, parçalara ayrılması ve pişirmek üzere hazırlanması esnasında gerçekleştiği düşünülmektedir. Kümes hayvanları ve ürünleri yemek güvenli midir ? Evet, ancak mevcut baş göstermelerin yaşandığı ülkelerde bazı kati tedbirlerin takip edilmesi gerekmektedir. Kümes hayvanları ve ürünleri, hastalığın bulunmadığı bölgelerde, H5N1 virüsünün bulaşma korkusu olmaksızın normalde (iyi hijyen uygulamalarının takibi ve iyi pişirme) olduğu gibi hazırlanabilir ve tüketilebilir. Kümes hayvanları ve ürünleri, baş göstermelerin yaşandığı ülkelerde de, iyi pişirilmeleri ve hazırlama aşamasında iyi muameleden geçirilmeleri durumunda güvenle tüketilebilir. H5N1 virüsü ısıya karşı duyarlıdır. Pişirme işlemi için kullanılan normal sıcaklık değerleri (yiyeceğin tamamında 70oC), virüsü öldürecektir. Tüketicilerin, kümes hayvanlarının tamamının tam olarak piştiğinden (hiçbir "pembe" kısmın kalmadığından) ve yumurtaların da dikkatle pişirilmiş olduğundan (hiç "sıvı:yumuşak" yumurta sarısı kalmamış olmasından) emin olmaları gerekmektedir. Tüketicilerin, ayrıca, karşılıklı bulaşma olması riskine de dikkat etmeleri gerekmektedir. Yiyecek hazırlama aşaması sırasında, çiğ kümes hayvanları ve ürünlerinden edilen özsuların, çiğ yenen yiyeceklerle temas veya karışım halinde olmalarına müsaade edilmemelidir. Yiyecek hazırlama işlemine dahil olan kişilerin, çiğ kümes hayvanları veya ürünleri ile uğraşırken ellerini iyice yıkamaları ve kümes hayvanları ürünleri ile temas halindeki yüzeyleri temizlemeleri ve dezenfekte etmeleri gerekmektedir. Bu işlem için sabun ve sıcak su yeterlidir. Çiğ yumurtaların, kümes hayvanlarında baş göstermelerin yaşandığı bölgelerde, ateşte veya fırında pişirme gibi ileri ısıya tabi tutulmayacak yiyeceklerde kullanılmamaları gerekmektedir. Kuş gribi, pişmiş yiyecek ile geçmemektedir. Bugüne kadar, herhangi bir insanın, yiyecekler H5N1 virüsü ile kontamine olmuş dahi olsa, iyi pişirilmiş kümes hayvanları veya ürünleri tüketiminden virüs kaptığına ilişkin hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Virüs, kuşlardan insanlara kolaylıkla yayılır mı ? Hayır. Mevcut baş göstermede 100'den fazla insan vakasının ortaya çıkmış olmasına karşın bu rakam, virüsün bulaştığı ciddi miktardaki kuş sayısı ve özellikle arka bahçe sürülerinin yaygın olduğu bölgelerdeki birbirine bağlı sayısız maruz kalma imkanı ile kıyasladığında küçük bir miktardır. Pandemi (Genel/Evrensel Salgın) riski var mıdır ? Üç koşulun karşılanması durumunda bir pandemi (salgın) başlayabilir: yeni bir grip virüsü alt tipi ortaya çıkar, ciddi hastalığa sebebiyet vererek insanlara bulaşır ve insanlar arasında kolaylıkla ve durmaksızın yayılır.H5N1 virüsü, ilk iki koşulu fazlasıyla karşılamaktadır: insanlar için yeni bir virüstür (H5N1 virüsleri, insanlar arasında hiçbir zaman yaygın olarak dolaşımda olmamışlardır), 100'den fazla insana bulaşmış ve bunların yarısından fazlasını öldürmüştür. H5N1 benzeri pandemik bir virüsün ortaya çıkması halinde buna hiç kimsenin bağışıklığı olmayacaktır. Bu sebeple, bir pandemi (salgın) başlangıcına ilişkin ilk koşullar karşılanmış olup, geriye sadece tek bir koşul kalmıştır: virüsün insandan insana etkili ve sürekli şekilde geçmesi. H5N1 virüsünün bu beceriye ulaşma riski, insan enfeksiyonlarına ilişkin imkanlar oluştuğu sürece gündemde kalacaktır. Bu imkanlar sırasıyla, virüs, kuşlarda dolaşıma sahip olduğu sürece var olmaya devam edecek olup, bu durum gelecek birkaç yıla dayanacaktır. H5N1'in pandemik bir virüs haline gelmesi için ne gibi değişimler gerekmektedir ? Virüs, insanlar arasındaki geçebilirliğini iki ana mekanizma aracılığıyla geliştirir. Bunlardan ilki, genetik materyalin, bir insan veya domuzun ortak-enfeksiyonu (aynı anda infekte olması) sırasında insan ve kuş gribi virüsleri arasında değiş tokuş edildiği ?yeniden sıralama' hadisesidir. Yeniden sıralama tam geçebilirliğe sahip bir pandemik virüs ile sonuçlanabilir.Bunu, aşırı hızlı yayılma gösteren ani bir vaka dalgası izleyecektir. İkinci mekanizma ise, virüsün müteakip insan enfeksiyonları sırasında insan hücrelerini engelleme becerisinin yükseldiği daha aşamalı bir uyum mutasyonudur.Başlangıçta bazı insandan insana geçiş bulgularına sahip düşük sayıdaki insan vaka grupları olarak ifade edilen uyum mutasyonu, büyük bir ihtimalle, dünyaya savunma tedbirleri almaya yetecek süre sağlayacaktır. İnsandan insana sınırlı geçişin ehemmiyeti nedir ? Nadiren de olsa, kümes hayvanlarındaki baş göstermelerle alakalı olarak H5N1'in insandan insana sınırlı geçişine ilişkin örnekler ortaya çıkmış olup, bunun bir alarma yol açmasına gerek bulunmamaktadır. Virüs, bu örneklerin hiçbirinde, yakın temas halinde olanlarda ilk oluşumun ötesinde bir yayılma gerçekleştirmemiş olup, toplum genelinde bir hastalığa yol açmamıştır. Bu örneklerden edinilen veriler, geçişin, hasta bir şahısla çok yakın temas halini gerektirdiği fikrini vermektedir. Bu tür örneklerin kapsamlıca incelenmesi gerekmektedir. İncelemenin, kişiden kişiye geçisin çok sınırlı olduğunu belirtmesi halinde, bu tür örnekler, DSÖ'nün (Dünya Sağlık Örgütü / WHO-World Health Organization) pandemi (salgın) riske ilişkin genel değerlendirmesini değiştirmeyecektir. Yakın aile bireyleri arasında ortaya çıkan bir dizi kuş gribi enfeksiyonu örnekleri olmuştur. Aile bireylerinin, diğerleri ile aynı hayvan ve çevre kaynaklarına maruz kalmalarından ötürü insandan insana geçiş olduğunu tespit etmek çoğu zaman imkansız olmaktadır. Mevcut pandemi (salgın) riskinin ciddiyeti nedir ? Pandemi (salgın) grip riski ciddi boyuttadır. Bugünlerde Asya'nın geniş bölgelerinde iyice sağlamlaşmış olan H5N1 virüsüne bağlı olarak daha fazla insan vakasının ortaya çıkacağına ilişkin risk gündemde kalmaya devam edecektir.Duruma eklenen her yeni insan vakası, virüse, insanlardaki geçebilirliğini geliştirme ve böylelikle de pandemik bir tür haline gelebilme fırsatı vermektedir. Virüsün, son günlerde yeni bölgelerdeki kümes hayvanlarına ve yaban kuşlarına yayılması da insan vakalarının ortaya çıkma vesilelerini daha da genişletmektedir. Bir sonraki pandeminin (salgının) zamanlaması veya şiddeti tahmin edilemezken, bir pandeminin (salgının) ortaya çıkma ihtimali yükselmiştir. Endişe duyulacak başka konular var mı ? Evet, birkaç tane.
Pandemiler (salgınlar) neden bu kadar korkulan olaylardır ? Grip pandemileri (salgınları) hemen hemen tüm ülkelere hızla bulaşabilecek olağanüstü olaylardır. Öksürme ve hapşırma ile oldukça hızlı şekilde yayılan bir virüs tarafından oluşturulmaları sebebiyle uluslar arası yayılmanın başlamasıyla beraber pandemilerin (salgınların) durdurulamaz oldukları düşünülmektedir. Virüsün bulaştığı insanların, semptomlar ortaya çıkmadan önce de virüs saçabilecekleri gerçeği, semptom sergilemeyen uçak yolcuları aracılığıyla uluslar arası yayılma riskine katkıda bulunmaktadır. Hastalığın şiddeti ve pandemik bir virüsün sebebiyet verdiği ölüm sayısı ciddi şekilde değişiklik göstermekte olup, bunlar virüs ortaya çıkmadan önce bilinememektedir. Geçmişte yaşanan pandemilerde (salgınlarda), saldırı oranları toplam nüfusun %25-35'ine ulaşmıştır. En iyi koşullar altında, yeni virüsünün orta seviyede hastalığa yol açtığı varsayıldığında, dünya halen tahmini olarak 2 milyondan 7.4 milyon'a kadar ölüm yaşayabilir (1957 yılındaki pandemiden (salgından) elde edilen verilerden çıkarılmıştır). Daha öldürücü bir virüs çıkarımları ise çok daha yüksek bir orana sahiptir.1918 yılındaki istisnai pandemi (salgın) en az 40 milyon kişiyi öldürmüştür. ABD'de bu pandemi (salgın) sırasındaki ölüm oranı %2.5 civarlarında gerçekleşmiştir. Pandemiler (salgınlar) sağlık hizmetlerini geçici olarak durdurarak tıbbi veya hastane tedavisi ihtiyacı duyan veya arayan büyük miktarlarda insan sayısına yol açabilirler. Çalışan sayısındaki yüksek düşüş, yürütme, taşımacılık ve iletişim gibi gerekli diğer hizmetleri de kesintiye uğratabilir.Nüfusun tümüyle H5N1 benzeri bir virüse karşı hassas olacak olması sebebiyle, hastalık oranı belirli bir toplulukta oldukça hızlı biçimde zirveye tırmanabilir. Bu, yerel sosyal ve ekonomik bozuklukların geçiçi olacağı anlamına gelmektedir. Bu bozukluklar, yine de, birbiri ile yakın olarak ilgili ve birbirine bağlı günümüz ticaret sistemleriyle genişleyebilir. Geçmiş tecrübelere dayanarak, bir yıl içerisinde ikinci bir global yayılım dalgasının beklenmesi gerekmektedir. Tüm ülkeler, bir pandemi (salgın) sırasında muhtemelen acil durum koşulları yaşayacaklarından, ülkeler arası yardım imkanları, doğal felaketler veya yerel düzeydeki hastalık baş göstermeleri sırasında görüldüğü üzere, uluslar arası yayılım başlayıp da hükümetler halklarını korumaya odaklandıklarında azalabilecektir. Bir pandeminin (salgının) başlamak üzere olduğunu gösteren en önemli uyarı işaretleri nelerdir ? En önemli uyarı işareti, klinik grip semptomlarına sahip birbirleri ile zaman ve yer konularında yakından ilişkili hasta gruplarının tespit edilmesidir, zira, bu durum insandan insana geçişin gerçekleştiği fikrini verebilir. Benzer nedenlerle, H5N1 hastalarının bakım ve tedavilerini gerçekleştiren sağlık çalışanlarında vakaların tespit edilmesi de insandan insana geçiş olduğu yönünde fikir sağlayacaktır. Bu gibi hadiselerin tespiti sonrasında teşhisi doğrulamak, kaynağı tanımlamak ve insandan insana geçişin gerçekleştiğini kanıtlamak amacıyla olası her vakanın derhal alan incelenmesine tabi tutulması gerekmektedir. Alanlarında uzmanlaşmış DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization) referans laboratuarlarınca yürütülen araştırmalar, virüs içerisinde insanlara bulaşma becerisinin geliştiğini gösteren genetik ve diğer değişimleri bularak alan incelemelerini destekleyebilir. DSÖ'nün (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization), hastalıktan etkilenen ülkelerden, virüsleri uluslar arası araştırma toplumu ile paylaşmalarını istemesindeki ısrarının sebebi budur. Aşı geliştirme ve üretimi ne durumda ? Henüz pandemik bir virüse karşı etki sağlayacak bir aşı bulunmamaktadır. Her yıl sezonsal gribe karşı aşılar üretilmekte olmasına karşın bu aşılar pandemi (salgın) gribe karşı etkili olmayacaklardır. Bazı ülkelerde, H5N1 virüsüne karşı aşılar geliştirilmektedir ancak ticari üretime hazır bir aşı bulunmamakta olup, hiçbir aşının bir pandemi (salgın) başlangıcından sonraki birkaç aya kadar piyasada yaygın olarak mevcut olması beklenmemektedir. Günümüzde, deneysel aşıların tamamen koruyucu olup olmayacağını test etmek ve farklı formüllerin gerekli antijen miktarından tasarruf sağlayarak üretimi destekleyebileceğini tespit etmek için bazı klinik denemeler yapılmaktadır. Aşının pandemik virüsle yakından eşleşmesi gerektiğinden, büyük ölçekli ticari üretim yeni bir virüs ortaya çıkıncaya ve bir pandemi (salgın) ilan edilinceye kadar başlamayacaktır. Mevcut global üretim kapasitesi bir pandemi (salgın) sırasında beklenen talebi hiçbir şekilde karşılayamayacaktır. Tedavi için hangi ilaçlar mevcut ? Sezonluk gribin yol açtığı hastalığın şiddet ve süresini iki ilaç (neuraminidase inhibitör sınıfında) düşürebilir. Bu ilaçlar, oseltamivir (ticari adı Tamiflu'dur) ve zanamivir (ticari adı Relenza'dır)'dir. Neuraminidase inhibitörlerinin etkinliği, diğerleri arasından, erken alınmalarına (semptom görülmesinden sonraki 48 saat içerisinde) bağlı bulunmaktadır. Bu ilaçlar, H5N1'in insana bulaşma vakaları için, erken alınmaları halinde hayatta kalma olasılığını yükseltebilirler ancak bununla ilgili klinik veriler sınırlıdır. H5N1 virüsünün neuraminidase inhibitörlerine karşı hassas olmaları beklenmektedir. Neuraminidase inhibitörlerine olan antiviral direnç bugüne kadar klinik olarak ihmal edilmiş olmasına karşın bir pandemi (salgın) sırasındaki yaygın kullanımda tespit edileceğe benzemektedir. Daha eski bir antiviral ilaç sınıfı olan M2 inhibitörleri amantadine ve rimantadine de pandemi (salgın) gribe karşı potansiyel olarak kullanılabilirler ancak bu ilaçlara karşı direnç hızla gelişebilir ve bu da bu ilaçların pandemi (salgın) grip karşısındaki etkinliklerini belirgin biçimde sınırlandırabilir. Hali hazırda dolaşımda olan bazı H5N1 türleri, bu M2 inhibitörlerine karşı tamamen dirençlidirler.Yine de, M2 ihibitörleri, yeniden sıralama ile yeni bir virüsün ortaya çıkması durumunda etkili olabilirler. Neuraminidase inhibitörleri için, dayanıklılığa sahip ana türler, sınırlı üretim kapasitesine sahip olup, pek çok ülke için fahiş fiyata sahiptirler. Dünya nüfusunun %20'sin tedavi etmeye yetecek oseltamivir üretmek son günlerde dörde katlanmış olan mevcut imalat kapasitesiyle on yıllık bir zaman alacaktır. Oseltamivirin imalat süreci, kompleks ve zaman alıcı olmakla beraber, bu süreç diğer tesislere kolaylıkla transfer edilememektedir. Bugüne kadar, H5N1 enfeksiyonu vakalarında görülen çoğu öldürücü zatürree (akciğer iltihabı), virüsün etkilerinden kaynaklanmış olup, bu vakalar antibiyotiklerle tedavi edilememektedir. Bununla birlikte, gripte genellikle akciğerlerde ikinci bir bakteriyel enfeksiyon da görüldüğünden antibiyotikler geç başlangıca sahip vaka durumunda hayat kurtarıcı olabilirler. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization), tüm ülkelere, şimdiden yeterli miktarlarda antibiyotiğe sahip olmalarını tavsiye etmektedir. Bir pandemi (salgın) önlenebilir mi ? Bunu kimse tam olarak bilmiyor. Bir pandemiyi (salgını) önlemenin en iyi yolu, kuşlardaki virüsü yok etmektir.Ancak bunun yakın gelecekte yapılıp yapılamayacağı gitgide daha da şüpheli olmaya başlamaktadır. Sektörün yapacağı bağışa müteakiben, DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization) 2006 başlarından itibaren, 3 milyon tedaviye yetecek antiviral medikasyon stokuna sahip olacaktır. Son günlerdeki, matematiksel modellemeye dayalı çalışmalar, bu ilaçların, tam geçebilirliğe sahip bir virüsün ortaya çıkma riskinin azaltılması veya bunun uluslar arası yayılımının geciktirilmesi, böylelikle de aşı stoklarının çoğaltılması için zaman kazanılması amacıyla bir pandemi (salgın) başlangıcının hemen öncesinde kullanılabileceklerini var saymaktadır. Bu stratejinin hiç denenmemiş başarısı, pandemik virüsün şimdiden bilinemeyecek erken davranışı hakkındaki bazı varsayımlara dayalıdır. Ayrıca, başarı, hastalıktan ilk etkilenen bölgelerdeki, bölge içi ve dışında uygulanan dolaşım kısıtlamalarını yürütme beceresi ile birleşmiş kusursuz gözlem ve lojistik kapasitesine de dayanmaktadır. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization) hızlı müdahale antiviral ilaç stokunun kullanılması ile yapılan erken müdahale olasılığının yükseltilmesi için, hastalıktan etkilenen ülkelerde yürütülen gözlem faaliyetlerinin, özellikle de birbirleri ile zaman ve yer konusunda yakınlık gösteren vaka gruplarının tespit edilme kapasitesinin geliştirilmesi gerekmektedir. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization) hangi stratejik önlemleri tavsiye etmektedir ? DSÖ ((Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization), 2005 Ağustos'unda, tüm ülkelere kuş gribi pandemi (salgın) tehlikesine cevaben tavsiye edilen stratejik önlemleri belirten bir belge göndermiştir. Tavsiye edilen bu önlemler, ulusal hazırlıklılığı güçlendirmeyi, pandemik bir virüsün ortaya çıkma imkanlarını indirgemeyi, erken uyarı sistemini geliştirmeyi, birincil uluslar arası yayılmayı geciktirmeyi ve aşı geliştirmeyi hızlandırmayı amaçlamaktadır. Dünya yeterince hazırlıklı mı ? Hayır. Neredeyse iki yıl sürmüş olan erken uyarıya rağmen, dünya bir pandemide (salgında) kendisini korumaya tam hazır değil. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization), tüm ülkelerden hazırlıklılık planları geliştirmelerini istemiş olmasına karşın sadece 40 ülke bu yönde davranmıştır. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü/WHO-World Health Organization), ülkelerden, bir pandemi (salgın) başlangıcında, ulusal kullanım için yeterli antiviral ilaç stoku yapmalarını da istemiştir. 30 civarında ülke bu ilaçlardan büyük miktarlarda satın almaktadır ancak imalatçının bu siparişleri derhal yerine getirme kapasitesi bulunmamaktadır. Mevcut trendler üzerine, gelişmekte olan çoğu ülke, bir pandemi (salgın) sırasında aşı ve antiviral ilaçlara erişemeyecektir. 1 Grip virüsleri A, B ve C olarak adlandırılan üç tipe gruplandırılmaktadır. A ve B grip tipleri insan sağlığı için endişe uyandırmaktadır. Sadece A grip tipleri pandemilere (salgınlara) sebebiyet verebilir. 2. H alt tipleri, virüsün çoğalımının gerçekleştiği yer olan hücreleri tutma ve hücrelere girme becerisini yönettiklerinden epidemiolojik olarak en önemli olanlardır. N alt tipleri, hücrelerden yeni oluşan virüs tahliyesini yönetmektedirler
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi